,, ---
26 Temmuz 2024 Cuma
Ermenistan ve İran arasında yapılan bu anlaşma kapsamında İran, Ermenistan’a çeşitli askeri malzemeler tedarik edecek. Anlaşmada yer alan askeri malzemeler arasında Shahed 136, Shahed 129, Shahed 197 ve Mohajer gibi insansız hava araçları ile 3. Khordad, Majid, 15. Khordad ve Arman gibi hava savunma sistemleri bulunuyor.
İnsansız Hava Araçları:
Shahed 136
Shahed 129
Shahed 197
Mohajer
Khordad
Majid
Khordad
Arman
Anlaşmanın parça parça imzalandığı ve ilk imzaların geçtiğimiz aylarda atıldığı belirtildi. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, anlaşmayı reddetmedi. Ermenistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Ermenistan şu anda güvenlik ilişkilerini uluslararası hukuk çerçevesinde çeşitlendiriyor. Bu konuda başka bir yorumumuz yok” dedi.
Ermenistan Maliye Bakanlığı, 2024’teki savunma harcamalarının 2020’ye kıyasla %81 arttığını bildirdi. Ermenistan’ın 2024’teki savunma bütçesi yaklaşık 1.4 milyar dolar olup, bu anlaşmayla İran’a tahsis edilen miktar bu bütçenin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Bu durum, Ermenistan’ın bu miktarı nasıl karşılayabileceği konusunda soru işaretleri yaratırken, bazı analistler kredi ödemelerinin bir seçenek olabileceğini belirtiyor.
İran’dan yapılan tedariklere ek olarak Ermenistan, Fransa ve Hindistan gibi ülkelerden de savunma malzemeleri tedarik ediyor. Geçtiğimiz süreçte Hindistan’dan Akash orta menzilli hava savunma sistemi ve 155 mm obüs tedarik eden Ermenistan, Fransa’dan ise GM200 radarı, Mistral hava savunma sistemi ve zırhlı araç tedariki için anlaşmalara varmıştı.
Ermenistan’ın savunma bütçesindeki bu artış ve çeşitli ülkelerden yapılan tedarikler, ülkenin güvenlik stratejileri kapsamında attığı önemli adımları göstermektedir.
Leonardo, M-346 eğitim uçaklarının modernizasyonu için önemli adımlar atıyor. 100’den fazla M-346, 120.000 saatten fazla uçuş süresiyle başta İtalya Uluslararası Uçuş Eğitim Okulu (IFTS) olmak üzere İsrail, Singapur, Yunanistan, Polonya, Katar ve Türkmenistan’da hizmet vermektedir. European Security&Defence tarafından yapılan habere göre, eğitim ve hafif taarruz uçağı varyantlarına bu modernizasyon uygulanacak ve uçaklar sırasıyla M-346 T Block 20 ve M-346 F Block 20 olarak adlandırılacak.
Yeni Block 20 standardı, sadece uçakları değil, aynı zamanda yer tabanlı eğitim sistemini de kapsayacak. Bu modernizasyon ile yapay zeka (AI) destekli dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla işlevsel kullanım mümkün olacak. Block 20’nin kokpiti, mevcut 6 çok işlevli ekranın yerine her koltuk için bir tane olmak üzere 2 büyük ekran ve düşük profilli bir HUD içerecek. Bu sistemler, yeni bir dijital video ve veri kaydedici ile artırılmış gerçeklikle donanan kask üstü ekranla birleştirilecek. M-346 Block 20 ayrıca yeni navigasyon, silah yönetimi, uçuş yönetimi ve dost-düşman tanıma (IFF) sistemlerinden de faydalanacak.
Özellikle M-346 F varyantı için, ateş kontrol radarı yeteneğine sahip aktif elektronik taramalı dizi (AESA) radarı ve yerleşik bir füze veri bağlantısına ek olarak yeni hava-hava ve hava-yer silahlarının entegrasyonu bulunuyor. Yer Tabanlı Eğitim Sistemi (GBTS) ise eğitime multimedya sınıf eğitimi, uçuş/görev simülasyonu, canlı/sanal/kurgusal eğitim alt başlıklarıyla bütünsel bir yaklaşım ile sanal gerçeklik desteği sunarak yeni bir standarda yükselecek.
Daha güçlü dijitalleşme, sanal bakım ve bağlantılı filo uygulamalarıyla daha verimli teknik destek sağlanması hedefleniyor. Bu kapsamda, ileri veri analitiği ve yüksek performanslı bilgisayarları kullanan entegre lojistik destek hizmetleri geliştirilecek ve son derece yüksek performanslı bir altyapı oluşturulacak.
Leonardo’nun M-346 uçaklarına yönelik başlattığı modernizasyon programı, hava muharebe teknolojilerindeki gelişmelerle pilotların becerilerini uyumlu hale getirmeyi amaçlıyor ve yeni teknolojilerle donatılmış eğitim sistemleri ile entegre bir eğitim yaklaşımı sunuyor.
Şubat 2024’te bir X kullanıcısı, Slovakya’nın yeni F-16 Block 70 savaş uçağının test uçuşunu gerçekleştirdiğini görüntülemişti. Bu görüntülerde, uçağın aviyonik ve diğer sistemlerinin test edildiği görülmüştü. Bu bağlamda, ilgili uçak Slovakya Hava Kuvvetleri envanterine girecek üçüncü F-16 Block 70 savaş uçağı olma özelliğini taşıyor.
Slovakya, Aralık 2018’de 1.8 milyar dolar değerinde bir sözleşme ile 14 adet F-16 Block 70 siparişi vermişti. Bu anlaşma, Raytheon AIM-120C7 Gelişmiş Orta Menzilli Hava-Hava Füzeleri (AMRAAM’ler) ve AIM-9X Sidewinder Hava-Hava Füzeleri yanı sıra eğitim ve çeşitli destek paketlerini de içeriyor. Slovakya, 12 adet tek kişilik F-16C ve 2 adet iki kişilik F-16D Block 70 tedarik ediyor. Bu uçaklar, Slovakya’nın envanterinden çıkan Rus yapımı MiG-29 Fulcrum uçaklarının yerini alacak.
Slovakya’nın ilk F-16 Block 70 savaş uçağının tanıtımı, Eylül 2023’te Lockheed Martin’in tesislerinde gerçekleştirilmişti. Tanıtım törenine Slovakya Savunma Bakanı Martin Sklenár ve Lockheed Martin’in üst düzey yöneticileri katılmıştı. İlk uçağın başarılı uçuşu ise Ekim 2023’te gerçekleştirilmişti.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Slovakya, envanterinde bulunan eski MiG-29 uçaklarını Ukrayna’ya gönderme kararı almıştı. Bu kapsamda Slovakya Hava Kuvvetleri’nin envanterindeki 13 adet MiG-29, Ukrayna’ya teslim edilecek. Uçakların bir kısmı Ukrayna’ya teslim edilmiş olup, Slovakya hava sahasındaki boşluğu şu anda Polonya, Çekya ve Macaristan uçakları dolduruyor.
Bu protokol kapsamında MİLTAR sistemleri, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü’nün gümrük bölgelerinde gerçekleştirdiği denetimleri ve kaçakçılıkla mücadeledeki etkinliğini artıracak. Bu sistemler, Türkiye’ye giriş-çıkış yapan ve potansiyel tehdit unsuru taşıyan unsurları tespit ederek gerekli önlemlerin alınmasını sağlayarak Türkiye’nin stratejik bağımsızlığını güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bugüne kadar kaçakçılıkla mücadelede ithal olarak kullanılan sistemlerin maliyeti 140 milyon dolar olup, MİLTAR projesi bu maliyetten kurtulmak amacıyla geliştirilmiştir.
Törende projeyle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, gümrüklerin ülkenin ekonomik sınırlarını koruyarak dış ticaretin düzenlenmesinde kritik bir rol oynadığını söyledi. Bolat, “Gümrükler, zararlı unsurları filtreleyerek ekonomik ve sosyal yapının sağlığını korumaktadır. Gümrük kaçakçılığı, sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda ulusal güvenlik meselesidir ve bu yönde politikalar geliştirmekteyiz.” dedi.
Kaçakçılıkla mücadele konusuna da değinen Bolat, projenin gümrükteki olası kaçakçılık faaliyetlerini engellemede daha etkili bir yol izleyeceğini belirtti. “Yasa dışı ürün kaçakçılığı, toplum için büyük risk oluşturmakta ve bu ürünlerin ticaretinden elde edilen gelirler terör örgütlerinin finansmanına gitmektedir. Bu nedenle, gümrük kaçakçılığını ekonomik bir mesele olarak görmek yerine, ulusal güvenlik meselesi olarak ele almak ve buna uygun politikalar geliştirmek devletlerin öncelikli sorumlulukları arasındadır.” ifadelerini kullandı. Bolat, son bir yıl içinde uyuşturucu yakalamalarının yaklaşık 12,5 milyar liraya, yasa dışı ve kaçak ticaret yakalamalarının ise 35,5 milyar liraya ulaştığını belirtti.
2024 yılının Ocak ayında Birleşik Krallık Savunma Bakanı, 32 adet AS90 kundağı motorlu topçu sisteminin Ukrayna’ya hibe edileceğini açıklamıştı. Bu bağış sonrasında Birleşik Krallık Ordusu’nun topçu kabiliyetinde oluşan boşluğu doldurmak amacıyla, 2023 yılının Mart ayında Birleşik Krallık ve İsveç Savunma Malzeme İdaresi (FMV) arasında Archer kundağı motorlu obüsler için bir sözleşme imzalanmıştı.
Archer 155 mm kundağı motorlu obüs, resmi olarak Archer topçu sistemi olarak bilinir ve İsveç’te BAE Systems Bofors tarafından geliştirilmiştir. Sistem, karada birliklere ateş desteği sağlamak üzere yüksek hareket kabiliyeti, doğruluk ve hızlı topçu desteği sunmak için tasarlanmıştır. Archer konsepti 2000’li yılların başında geliştirilmiş ve ilk prototipi 2005 yılında tamamlanmıştır. Tam üretime ise 2010 yılında başlanmıştır.
Archer obüsü, 155 mm ve 52 kalibrelik 8 metre namlu uzunluğuna sahip bir top ile donatılmıştır. Yüksek patlayıcı (HE) mermileri, SMArt 155, Excalibur ve BONUS gibi geniş bir NATO üretimi 155 mm mühimmatlarıyla uyumludur. Sistemde yüksek derecede otomasyon bulunur ve 21 adet mühimmat taşıyabilir, bu da hızlı ve verimli ateşleme operasyonlarına olanak tanır.
Archer sisteminin dikkat çeken özelliklerinden biri de yüksek hareket kabiliyetidir. Modernize edilmiş bir Volvo A30D 6×6 tekerlekli arazi aracına monte edilmiş olan sistem, yüksek manevra kabiliyetine sahiptir. Ayrıca gelişmiş ateş kontrol ve otomasyon sistemleri ile dikkat çekmektedir. Genellikle üç asker tarafından işletilebilen sistem, otomatik yükleme ve ateşleme mekanizmalarına sahiptir. Dakikada 8 adet mühimmat ateşleme hızına sahip olan obüs, 30 saniye içinde ateşe hazır hale gelebilir ve son mühimmatı ateşledikten sonra 30 saniye içinde tekrar hareket edebilir. Bu özellik, karşı topçu ateşinden kaçınmak için harekat sahasındaki konuşlanma ve ayrılmalarda son derece etkilidir.
Archer obüsü, mürettebatın savaş durumlarında güvenliğini sağlamak için küçük kalibre mermilere ve şarapnel parçalarına karşı koruma sağlayan zırhla donatılmıştır. Kabin ayrıca CBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer) filtrasyon sistemi ile korunmuştur. Bu sistem, çeşitli tehdit ortamlarında hayatta kalma becerilerini artırmaktadır. Sonuç olarak, Archer obüsü, yüksek hareket kabiliyeti, hızlı ateşleme yetenekleri ve gelişmiş otomasyonu ile modern askeri operasyonlar için etkili ve esnek ateş desteği sağlayan bir topçu teknolojisine sahiptir.