,, ---
03 Aralık 2024 Salı
Airbus, Tiger helikopterlerine yönelik saatlik hizmet anlaşması ile teknik destek ekipleri konuşlandıracağını ve helikopter parçalarının kullanılabilirliğini garanti altına alacağını duyurdu. Bu çerçevede, Fransız ordusu sahalarında özel ekipler görev yapacak ve Airbus, stok yönetimi konusunda tam yetki sağlayacak.
Bu anlaşma, 2019 yılında Ortak Silahlanma İşbirliği Örgütü (OCCAR) tarafından Airbus’a verilen çerçeve sözleşmesinin bir devamı niteliği taşıyor. Airbus, daha önce 2022 yılında Fransa ve İspanya’nın envanterindeki 50’den fazla Tiger helikopteri için modernizasyon siparişi almıştı. Bu sistemlerin operasyonel etkinliğinin 2040 sonrasına taşınması hedefleniyor.
Almanya, 2024 Temmuz ayında Tiger sistemlerini eğitim amaçlı donatmak için yaklaşık 100 milyon dolar değerinde 70 milimetrelik eğitim roketleri siparişi verdi. Bu, helikopterlerin yalnızca operasyonel değil, eğitim açısından da kapsamlı bir şekilde modernize edildiğini gösteriyor.
Tiger helikopterleri, 14 metre uzunluk, 13 metre rotor çapı ve her biri yaklaşık 1.300 beygir gücündeki turboşaft motorlarla donatılmıştır. Platform, 1.300 kilometre menzile, 4.000 metre irtifaya ve saatte 315 kilometre azami hıza ulaşabilmektedir. Silah donanımı ise taretli top, güdümsüz roketler, zırh delici füzeler ve havadan havaya füzeler gibi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com
Uzmanlara göre, Centaure araçlarının bu zorlu koşullarda kullanılabilmesi için klimayla donatılmış hangarlarda muhafaza edilmesi gerekiyor. Ancak bölgedeki mevcut hangarların yalnızca helikopterler için ayrıldığı bildiriliyor. Bu durum, araçların arızalanmasını hızlandırırken bakım süreçlerindeki eksiklikleri de gözler önüne serdi. Fransa Sayıştayı’nın 3 Nisan’da yayımladığı raporda, Centaure araçlarının satın alım sürecinde bakım planlarının yetersiz olduğu eleştirildi. Toplamda 90 araçlık sipariş için uygun teknik altyapının sağlanmadığı vurgulandı.
Centaure zırhlı araçları, makineli tüfek saldırılarına ve mayın patlamalarına dayanıklı olarak geliştirildi. Araçlar, 100 km/sa hıza ulaşabiliyor ve %40 eğime sahip yokuşları rahatça tırmanabiliyor. Ayrıca, gece ve gündüz 9 kilometre mesafeyi tarayabilen termal kameralar ve düşman ateşini tespit edebilen akustik sistemlerle donatıldı. Ancak bu ileri teknoloji, Yeni Kaledonya’nın zorlu tropikal iklim şartlarında beklenen verimliliği sağlayamadı.
Centaure araçlarının tropikal iklimde yaşadığı sorunlar, Fransa’nın askeri araç projelerinde yeni bir değerlendirme sürecini gündeme getirdi. Uzmanlar, benzer projelerde çevresel faktörlerin daha fazla dikkate alınması gerektiğini belirtiyor. Gelişen olaylar, yalnızca maliyet değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da büyük dersler barındırıyor.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com / lecanardenchaine
İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin bir süredir depolanan C-130J Super Hercules tipi askeri nakliye uçakları, Türkiye’nin stratejik savunma kapasitesini artıracak önemli bir adım olarak öne çıkıyor. RAF depolarında bekleyen 15 uçaktan 12’sinin Türkiye’ye teslim edilmesi planlanıyor. Türkiye’nin özellikle “uzatılmış gövde” versiyonu olan C-130J-30 modellerini tercih ettiği belirtiliyor.
Türk Hava Kuvvetleri’nin şu anda kullandığı C-130B ve C-130E modelleriyle uyumlu olan bu uçaklar, düşük uçuş saatine sahip olması ve ek taktik nakliye kapasitesi sunmasıyla dikkat çekiyor.
Uzmanlara göre, yeni uçakların Türk Hava Kuvvetleri filosuna katılması, bakım ve lojistik maliyetlerini düşürerek operasyonel verimliliği artıracak. Scramble tarafından yapılan değerlendirmede, bu uçakların filoya önemli bir stratejik katkı sunacağı ifade ediliyor.
Satın alınacak uçakların, Türkiye’nin bölgesel operasyonlar ve uluslararası görevlerde daha esnek hareket kabiliyeti sağlamasına yardımcı olması bekleniyor.
Türk Hava Kuvvetleri’nin mevcut C-130 filosunu yenileme çalışmaları, ERCİYES modernizasyon programı kapsamında devam ediyor. Kayseri-Erkilet’teki 2’nci Hava İkmal Bakım Merkezi tarafından yürütülen bu proje, 13 adet C-130E ve 6 adet C-130B model uçağın aviyonik sistemlerinin yenilenmesini içeriyor.
Modernizasyon çalışmalarıyla uyumlu olan C-130J uçaklarının filo kapasitesini daha da güçlendireceği öngörülüyor.
Türkiye ve İngiltere arasında son dönemde artan savunma iş birlikleri, C-130J uçaklarının tedarik süreciyle yeni bir boyut kazanıyor. Türkiye’nin mevcut savunma sanayisi altyapısı ve operasyonel ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanan bu anlaşma, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı da güçlendirecek.
RAF’ın depolarında bekleyen uçaklar arasında yer almayan 3 uçağın akıbeti konusunda ise henüz resmi bir bilgi paylaşılmadı.
Anwar, Seul’deki bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Malezya olarak, Güney Kore Havacılık ve Uzay Sanayii (KAI) tarafından üretilen bu uçakların teslimatında hızlandırma talep ediyoruz. Daha önce kararlaştırılan 2026 tarihinden önce teslim almak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Malezya Savunma Bakanlığı ile Güney Kore Havacılık ve Uzay Sanayii (KAI) arasında 2023 yılının Mayıs ayında imzalanan anlaşma, 18 adet FA-50M savaş uçağını kapsıyor. Anlaşmanın toplam maliyetinin 4 milyar Malezya ringgiti (yaklaşık 850 milyon dolar) olduğu bildirildi. İlk uçakların 2026 Ekim ayında teslim edilmesi, geri kalanının ise 2028’e kadar tamamlanması planlanıyor.
Malezya Savunma Bakanı Datuk Seri Mohamad Khaled Nordin, eylül ayında KAI’nin Güney Kore’deki üretim tesislerini ziyaret etmiş ve uçakların üretim sürecinin %39 oranında tamamlandığını açıklamıştı. FA-50M’ler, Malezya Kraliyet Hava Kuvvetleri (RMAF) için özel olarak modern elektronik sistemlerle donatılacak.
İlk teslim edilecek uçakların Malezya’nın Kuantan Hava Üssü’nde konuşlandırılması planlanıyor. Üssün, bakım ve operasyonel destek altyapısıyla güçlendirilmesi için çalışmalar devam ediyor.
Uçakları kullanacak Malezyalı pilotların eğitimi, 2026’nın başlarında Güney Kore’deki Gwangju Hava Üssü’nde başlayacak. Altı pilot, üç ila altı aylık yoğun bir eğitim sürecinden geçecek. Eğitimde başlangıçta T-50 “Golden Eagle” uçaklarının kullanılacağı belirtildi.
Malezya için özel olarak geliştirilen FA-50M uçakları, Active Electronically Scanned Array (AESA) radar sistemi, havada yakıt ikmal kabiliyeti, yüksek hassasiyetli füze fırlatma sistemleri gibi teknolojilerle donatılacak. Ayrıca, Lockheed Martin tarafından üretilen Sniper Advanced Targeting Pod (ATP) sistemi, hedef tespiti ve sürekli gözetim görevlerinde kullanılacak.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, yeni nesil savaş uçağı projesi olan GCAP’in genişleyebileceği ve Suudi Arabistan’ın da bu projede yer alabileceğini açıkladı. Tajani’nin açıklamaları, uluslararası savunma iş birliği konusunda yeni bir dönemin sinyallerini veriyor.
Bu ayın başlarında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, Brezilya’da düzenlenen bir toplantıda GCAP projesinin geleceğini masaya yatırdı. Görüşmelerin ardından Suudi Arabistan’ın projeye katılımının değerlendirilebileceği açıklandı.
Projeye katılım sağlanması durumunda Suudi Arabistan, savunma sanayii alanında teknolojik kapasitesini artırırken, GCAP ortaklarının küresel etkisini daha da genişletebilir.
GCAP projesinin temel hedefi, 2030’ların ortalarında yeni nesil savaş uçağını uçuşa hazır hale getirmek. Projenin üç ana ortağı olan Leonardo (İtalya), BAE Systems (İngiltere) ve Mitsubishi Heavy Industries (Japonya), dünyanın en gelişmiş hava muharebe sistemlerini üretmek için çalışmalarını sürdürüyor.
GCAP, yüksek manevra kabiliyeti, düşük radar görünürlüğü ve ileri teknolojik donanımlara sahip bir savaş uçağı üretmeyi hedefliyor.
Projede, gelişmiş veri paylaşım ve iletişim sistemleriyle hem insanlı hem de insansız hava araçlarının entegre çalışabileceği bir sistem oluşturulması planlanıyor.
İtalya, İngiltere ve Japonya’nın teknolojik kapasitelerini bir araya getirerek maliyetlerin düşürülmesi, yenilikçi teknolojilerin hızlandırılması ve savunma sanayiinde daha güçlü bir yapı oluşturulması hedefleniyor.
Projede, uçakların 2035 yılı itibarıyla operasyonel hale gelmesi planlanıyor.
Suudi Arabistan’ın projeye dahil olması durumunda, GCAP’in küresel savunma sanayiindeki etkisi daha da artabilir. Ayrıca, bu katılım bölgesel askeri dengeler üzerinde önemli bir etki yaratabilir.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com